10 Nisan 2009 Cuma

why sex?

I sometimes think why do we have to make sex. In childhood we are forbidden to talk about sex, in youth we are forbidden to make sex with strangers. When we become adults we are only allowed to have sex with our husbands wifes and partners.

Jesus was born without sex. Pope doesnt like sex between same sexes. New York is the sexiest place for finance not for love. On the other han paris has nothing to do with finance but love. I live in Istanbul, where you can not have sex with more than one partners.

So where is the liberty on sex? Why does commercials on TV show us sexy models that runs our desires. Why do we make diets to look sexier, we do we drink zero sugar and eat zero fat stuff. Why do sufers paradise exist if we dont surf and sex free.

In india you cant have sex with a cow but you can marry a monkey or a cat.Are we so badly limited by the idea of sex. Do we give so much credit to sex and related stuff.

14 Ocak 2009 Çarşamba

Israel is an exile project .

I think, Israel is an exile project that is created by western imperial forces in order to remove jewish people from europe. there are two reasons for that . first christians simply hate jews. Second; in the beginnig of 19th century, Jewish people in continental Europe became so powerfull and influential in economy and politics that european leaders wanted them to leave their countries. An independent state was the most persuasive idea for jews to leave europe. And Palestine was the best place for a n independent jewish state becuse of historical bounds.

Nowadays western civilizations watch Israel to commit terrorist acts against palestinian people because they want Israel to become the most safest place on earh for jews. Clear the arabs from there and now you have a safe spot for all jews around the world

19 Aralık 2008 Cuma

ver gene kon

Malumunuz ergenekon yüz elli yıllık bir mason örgütlenmesinin dev osmanlı imparatorluğunu çökertip yok etmek için geliştirdiği israil ve abd ortaklı bir iç mafya oluşumu ya.ne mutlu bize bu tezgahı önledik.
1923 yılından hatta 31 marttan beri varolan bütün türkçü kürdçü kominist devrimci ülkücü mafyacı anarşist hareketin arkasında ergenekon var. bütün atheist yazarları dursunu üçokları vs ergenekon öldürttü. aynı şekilde faili meçhul olan herşey aslıdna fail-i ergenekon. fakat güneydoğudaki cesetler asitte eridi. ayrıca mason örgüt gitti mason garihi de öldürttü. bir ara danıştaya saldırdı çıkışta cumhuriyet gazetesini bombaladı.
Boş zamanlarında incil basanları boğazlayıp trabzonda rahipleri doğrayıp ermeni gazetecileri de kurşuna diziyor. Bunlar yetmezmiş gibi başbakana süikast planlayıp bir yandan darbe yapmak üzere andaç dolduruyor.
Bitmedi. benzinin fiyatını yükseltip borsada spekülasyon yapıp süper ligde düşecek takımları da belirliyor. Yeri geldiğinde aktütüne saldıracak teröristlere yol açıp, dağlıcada bazı askerleri yanlış nöbete bile gönderiyor.
İşte böyle çok yönlü bir terör örgütüne karşı emniyetimiz savcımız başbakanımız bizi yem etmiyor. 100 yıl sonra da olsa geçmişle hesaplaşma adına bu darbeci, taocu, hortumcu, bölücü, faşistleri kanun önüne çıkarıyor.
şimdi bütün bu kıyamet terör cinayet kan ve bombadan kurtulmak için reçete basit:
akp'ye oy ver gene kon kömüre.

10 Ekim 2008 Cuma

blog arşivim

Taraf'ta Zaman Kayması

eroltolstoy




Göster/ Gizle
Hepinizin bildiği gibi, Akp hükümeti ve arkasındaki sermaye güçleri, laik cumhuriyete karşı savaşlarını sürdürmekte. Daha çok sürdürürler zira Cumhuriyet mitinglerinin gösterdiği üzere hala aklı selim cumhuriyetine sahip çıkıyor. Biraz daha yorgun yaşlı ve yavaş olsalar da milli gençlik tandanslı gülen sermayeli bu BOP çocuklarına pabuç bırakmayacak gibi gözüküyorlar.Son olaylar gösterdi ki karşı taraf ya çok amerikan filmi izliyor ya da bizzat CIA destekli oldukları için bolca piskolojik savaş hamlesinde bulunuyorlar. Kısaca özetlemek gerekirse her ülkede siyasi görüşleri bir maymununkiyle eş düzeyde sığ fakat kolayca gaza getirilen bir kitle bulunur. Bunlar İsveç'de nüfusun yüzde onunu oluştururken bizim gibi daha az okuyan ülkerlerde yüzde kırk elli'ye kadar çıakbilir. O açıdan onların aklını çelip kendi tarafınıza çekmek için çeşitli propagandalar yaparsınız. Örneğin camilerde seçimde oyunuzu müslüman adayla verin diye yönlendirisiniz, ramazanlarda belediye üzerinden gerek günlük gerek aylık yiyecek yardımları yaparsınız, ve biraz daha entellektüel kesimleri etkilemek için modern aydın görünüşlü temiz yüzlü medya organları aracılığıyla kendi görüşünüzü kitlelere enjekte ederek propaganda yaparsınız. Propaganda kısmına bir itirazım yok CHP yada sol artık adı herneyse kendi tembelliği yüzünden propaganda yapmazken bu adamlar davalarına fanatik biçimde bağlı oldukları için karıncalar gibi çalışıp propagandalarını yaptılar. Fakat son dönemde propaganda direkt oalrak dezenformasyon ve kurumsal saldırıya dönüştü. Zaman gaztesi bu zihniyetin en önemli yayın organı olduğu ve yılalrdır gülen cemaati tarafındna finanse edildiği herkes tarafındna bilindiği için hlakın kafasında soru işareti yaratmayacak yeni bir basın tetikçisi yaratıldı. Bunun adı Taraf, kalemşörleri de işine geldiği zaman demokrat işine geldiği zaman romantik aşk adamı olan entel yazarlar. Entel diyorum çünkü adamların okurluğu yazarlığı hepimizi suya götürüp susuz getirir asla o konuda bir saygısızlık etmem. Fakat amaç satılık gazete yayınlamak. Yani x görüşün sahipleri taraf tayfasına y olar para ödedi diye, Taraf x görüşün 1 nuamralı düşmanı olan TSK'yı yıpratmak için özel çaba harcıyor.Şöyleki internette Taraf blogunu araştırın worldpress linkiyle karşılaşacağınız haberler şunlar;General karısı ve kızı savaş uçağının kokpitinde.Burçin yüzbaşı Playboy için mi soyundu?Gönder koliyi kap rütbeyi: Bir paşanın ibret dolu terfi hikayesi.Belgeleriyle adam kayırmacılığın GenelkurmaycasıŞOK: Mehetçiği şehit eden mayınların bir kısmını ORG. Iğsız ve Tümg: Yavuz döşetiyor.Dağlıca'daki ihmaller zinciri.Şirinyer Nato karagahı, yüz asker beş fahişe ve bir dönme ile emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.Çetelerin paşası Tümgeneral Zekeriya Öztürk'ten videolu ve ses kayıtlı inciler.Şimdi de akrabaları pkk'lı olan subayları tanıyalım. Evet boldlu olanlar özellikle benim bayıldığım iki haber çünkü çongar altan ortaklığının ne derece seviyeli, ne derece aydın, demokrat, insan haklarına saygılı, bir gazete çıakrdığının yanıtı bu başlıkalrda gizli. Zaman bu derece okkalı çamur atmaları beceremeyeceği için yeni kurulan hırçın tetikçinin böyle şık hareketlerle basınımızı renklendirmesi hoş olmuş. Yine de ben kendilerine hoşt diyorum, siz banka hesabınız bir iki milyon dolar daha yatıracaksınız diye biz Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu cumhuriyeti üç beş tarikat köpeğine üç beş amerikan ajanına yedirmeyiz. Siz böyle TSK karalamalarına devam edin gün gelir TSK bile üstüne alınıp size cevap vermez olur.

TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat




Yorum Yaz/Oku (2)
Arkadaşıma Gönder Yazdır Yazıyı Uzat

Yazıya Puan Ver Bu yazı bugün 0, toplamda 50 puan aldı. Puan nedir?
1 2 3 4 5
5 10 15 20 25


Tüm e.günlüğü (blogu) göster







04.07.2008 16:17:36
Defol artık Def ol!

eroltolstoy




Göster/ Gizle
Ülke, tarihinin en karanlık dönemlerine giriyor, polis politbüro gibi evlerden adam topluyor sen ne yapıyorsun? Ankarada klimalı genel merkezden sağa sola fırça çekiyorsun. Artık senin karşına başbakan bile çıkmıyor ayak işlerine bakan travmatik tetikçiyi yolluyorlar onunla polemiğe giriyorsun. Farkında değil misin? Bütün bunların sorumlusu sensin, 10 yıldır bu ülkeyi bu milleti ve partini yerinde saydırıyorsun. Adamlar yüzde 22'lerini yüzde 47'lere taşırken , sen 40 küsur yaşında Öymeni genç ve tecrübesiz bulup vekil listende 19. sıraya yazdırıyorsun. Adam utanmasa gelip beni de lsitesine yazacak solcusun ama kalemin kuvvetli gel bize faydan olur diye. Sen hala kendi pinpon tayfanla, ittihatçı komitalar gibi, sosyalist enternasyonali protesto ediyorsun.Sorun sende de değil etrafındakiler içnide bir tane doğru düzgün adam olsa, bugün o emniyet müdürlüğünün önünde yüz bin kişi toplanır ülkede hayat dıururdu.Sen napıyorsun ?, basın toplantısı yapıyorsun. Yap tabi karşındaki gazeteciler de memnun klimalı genel merkezden herkesin çayı kahvesi elinde, sorular püfür püfür havalı, cevaplar bir o kadar manalı. Sen solun S'sinden geçsen bugün ortalığı yıkardın burası polis devleti değil, Atatürkçüleri evlerinden toplayamazsınız diye.Ama sadece başın sıkışınca hatırlıyorsun Atatürk'ü, seçim zamanı Atatürk'ün varisi polemik zamanı Atatürk'ün neferi oluyorsun. Atatürk bile senin kadar tek adam olmadı ne bu ülkede ne bu partide. Sen geldiğin günden beri sadece kendi koltuğunu koruyup etrafında dalkavuk delegelerinle elim sende oynuyorsun.Defol git artık bu partinin başından. Zaten geriletebileceğin kadar gerilettin ülkeyi daha fazla zarar vermezsin istesende.

TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat


04.07.2008 18:09:53
Kime defol dediğinizi yazmamışsınız ama yazdıklarınız o kadar güzel tanımlıyor ki, hemen kimi hedeflediğiniz anlaşılıveriyor. Ama ne yazık ki "defolmayacak"... Sosyal demokrat taklidi yapmaya devam edecek. Muhalefet taklidi yapmaya devam edecek. O bunları yapmaya devam ettikçe AKP güçlenecek. O bunları yapmaya devam ettikçe ordunun siyasetteki etkinliği artacak. O bunları yapmaya devam ettikçe ülke gerilimlere mahkum olacak. O çözümün değil gerilimin, bunalımın parçası olmaya devam edecek.Sinan Dirlik tarafından eklendi.






Yorum Yaz/Oku (0)
Arkadaşıma Gönder Yazdır Yazıyı Uzat

Yazıya Puan Ver Bu yazı bugün 0, toplamda 0 puan aldı. Puan nedir?
1 2 3 4 5
5 10 15 20 25


Tüm e.günlüğü (blogu) göster







03.07.2008 12:04:59
İlk Sivil Darbe

eroltolstoy




Göster/ Gizle
Dün itibariyle insanların yakıldığı yerde kebap yiyen bir millet olmaktan çok daha öteye geçerek ilk sivil darbemizi de yapmış olduk. Hayırlı uğurlu olsun. Yüzde 47 oranında oy vererek ikinci kez iktidarını onayladığımız değerli hükümetimiz içişleri bakanını değiştirerek kendi polit büro ve müdahele gücünü oluşturmuştu. Bu güçler dün itibariyle ilk sivil darbeyi bastırdılar.Akp iktidarı dün, asker karşısındaki en önmeli silahlı gücü kendine bağladıktna sornaki, en sert manvrasıyla 85 yıllık devrimden intikamını aldı. Dün ne oldu diye düşünürken aslında genel ergenekon sürecini bir kenara bırakmak lazım. Dün AKP'yi en sıkı şekilde eleştiren iki sivil Çömez ve Aygün darbeci olarak göz altına alındı. Çömez darbe öncesi hava değişiminde olduğu için yırttı Aygün evinde olduğu için yırtamadı. Ayrıca hükümeti en sert şekilde eleştiren gazetenin ankara temsilcisi de darbeci olarka göz altına alındı.Akp'ye kaşrı darbe yapmayı planlayan ünlü sivillerin listesi şu şekilde oluştu, Perinçek ( siyasetçi), Alemdaroğlu (Üniversite rekötörü), Balbay ( gazeteci), Çömez( doktor), Aygün ( işadamı), bomba kadro yanlarına çeteci mafya, tetikçi, asker emeklisi ve vatandaşalrı da alarak, darbe yapmak üzereyken son anda yakalandı.Artık bu darbeyi kim kime vurdu herkes şapkayı önüne koyup düşünsün. Çünkü başka darbeler de yolda, ben sizi aydınlatıyım dolar darbesi, borsa darbesi, buğday darbesi, hele olası bir deprem darbesinde, başımıza öyle şeyler gelir ki, manda olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşamaya başlarız.

TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat




Yorum Yaz/Oku (0)
Arkadaşıma Gönder Yazdır Yazıyı Uzat

Yazıya Puan Ver Bu yazı bugün 0, toplamda 0 puan aldı. Puan nedir?
1 2 3 4 5
5 10 15 20 25


Tüm e.günlüğü (blogu) göster







02.07.2008 09:51:04
Çamur atma operasyonu

eroltolstoy




Göster/ Gizle
Ergenekon'la ilgili bazı yanlış anlamalar ve bilinçli yanlış anlatmalar söz konusu.Birincisi ergenekon ordu içindeki darbecilere karşı yapılan bir operasyon değil. Henüz ordu mensubu kimse gözaltına alınmadı, alınamaz da o kadar kolay değil o işler.İkincisi bu başsavcılar arası sne akp'yi kapatırsan ben de darbecileri toplarım tarzı bir mücadele değil. Bu tam tersi hükümetin kendini eleştiren ve iktidardan indirmek isteyenlere kaşrı başlattığı bir çamur atma operasyonu.Yani Akp karşıtıysan darbecisin, hem mafyayla hem orduyla koklasın, hem de danıştay saldırısını filan sen düzenledin. Ama bu örgüt kimlerdne oluışur lideri kimdir? Tolon paşa, Perinçekle nerede ne zaman kahve içmiştir? bunların hiç biri henüz ortada olmayan bilgiler. Şu an polis iktidarın tıkırında giden işlere çomak sokmak isteyenleri tek tek topluyor. Er yada geç bunların yüzde sekseni serbest kalacak, ya tutuksuz yargılanacaklar ya da suçsuz bulunacaklar. Ama hepsi şimdiden halk gözünde darbeci olarak fişlendi. Akp'nin Ergenekon operasyonuyla yaratmayı amaçladığı korku havası budur.

TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat




Yorum Yaz/Oku (0)
Arkadaşıma Gönder Yazdır Yazıyı Uzat

Yazıya Puan Ver Bu yazı bugün 0, toplamda 0 puan aldı. Puan nedir?
1 2 3 4 5
5 10 15 20 25


Tüm e.günlüğü (blogu) göster







27.06.2008 17:44:27
Milli Nankörlük

eroltolstoy




Göster/ Gizle
Futbol bu ülkede hakikaten insanın sinirlerini bozacak derecede sığ tartışılıyor. Bir önceki yazıya da bu şekilde girdim ama elmide değil.Gazeteleri okudukça etrafta insanları dinledikçe sinirleniyorum. Koyu bir fenerbahçe taraftarı olarak bir gün Rüştü Reçber’i savunmak zorunda kalacağımı hiç tahmin etmezdim.Ama adalet duygusu denen bir şey var,ayıptır günahtır bir turnuvadan elenişin faturası da bir adama bu şekilde kesiliyorsa heleki bu adam senin tarihinni gelmiş geçmiş en iyi kalecisiyse buna karşı susamam.Neymiş bir tane kalecimiz olsaymış şampiyon olurmuşuz. Lafa bak, tarihinde 8-0lar 5-0lar kelebek gibi dururken sen bir önceki maçta yaptığı asist ve kurtardığı penaltıyla seni yarı finale taşımış adamı kaleciden saymıyorsun. Aferin süper teknik analiz hadi ikinci golü hatalı yedi ilk golle üçüncü gole napsın belki bir kalecin olacağına iki tane adam gibi stoperin olsa hiç gol yemeden bitirirdin turnuvayı onu niye yazmıyorsun.Hepsinin ötesinde şurada 96-2008 arası 12 yılda doğru düzgün top oynayıp turnuvalara katılmaya başladık.euro 96′ya giderken kalede rüştü var.euro 2000′de çeyrefinale çıakrken kalede rüştü var.2002 dünya kupası üçüncülüğünde kalede rüştü var. Tarihinde ilkdefa avr. şampiyonasında yarı finale çıkarken penaltıyı kurtaran yine rüştü.Ama neymiş rüştü bizi yakmış bir tane kalecimiz olsaymış kupayı alırmışız.Nankörlüğe bak.

TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat


28.06.2008 08:56:41
Yapmayın.... Rüştü yatıp kalksın Semih'e dua etsin... Yoksa şimdi Beşiktaş kalesinde bile yoktu... İki maç oynadı... yediği golleri gördünüz... Fenerbahçe boşa adam satmaz.....:)))UFUK KESİCİ tarafından eklendi.

27.06.2008 20:56:14
Doğrusun da birader, Almanya maçını hatırla.. Bir tek top çıkaramadı. Adamlar 3 tehlike yarattı 3^ü de gol oldu. Bir kaleciden beklenti balşarısının istikrarlı olması değil mi? Matematikte bile artılarla eksiler birbirini götürür.Rüştü'ye hizmetlerinden dolayı teşekkürler. Nankörlükse bir tane de Volkan'a edeyim. Durduk yere rakibini itip kart gören ve takımı eksik bırakan ey Volkan.. Başarını gölgeleyen sensin..turbest tarafından eklendi.






Yorum Yaz/Oku (1)
Arkadaşıma Gönder Yazdır Yazıyı Uzat

Yazıya Puan Ver Bu yazı bugün 0, toplamda 0 puan aldı. Puan nedir?
1 2 3 4 5
5 10 15 20 25


Tüm e.günlüğü (blogu) göster







24.06.2008 10:20:43
Manda'dan Travma'ya...

eroltolstoy




Göster/ Gizle
Artık öyle bir zaman geldik ki, gündemi işgal eden her türlü rezaletten AKP medya vurdumduymazlığı sayesinde aklanarak çıkıyor. Önce kadın doktorlar erkeği muayene etmedi dendi sonra asparagas çıktı, bu arada İstanbul'daki bütün devlet hastanelerinde türbanlı doktorlar çalışıyor onu yazan çizen yok.Üniversitelerde Türban yasağı dendi, kızlar kapılarda bekledi bekletildi, yine mağdur olarka onlar gösterildi, öteki tarafta üzerine Antalya Üniversitesinde ateş açılan gençlere PKK'lı damgası vuruldu.Önder Sav peygambere hakaret ediyor dendi, olayın şantaj ve özel hayata müdahele olduğundan bahseden yok. Türbanlı bir genç kız Tv'lere çıktı ben Atatürk'ü sevmem , Hümeyni'yi severim, Cumhuriyet istemem Manda isterim dedi, sahiplenen olmadı neden kendi kendisine bu şekilde konuştuğunu o da bilmiyor.Ergenekon diye bir çete var, Akp'ye karşı darbe yapacaklar dendi Akp'yi eleştiren her ciddi gazeteci hapse atıldı, bu genelde dikta rejimlerinde olur ama ortada ne iddianame var ne mahkeme başladı. Yazna çizen yok, yani AKP artık kabakuvvetle üzerine yürüyor muhalefetin ama demokrasi adına susan bir basınımız var.Öteki Taraf'tan hür demokratik geçinen finansörlere sahip darbe karşıtı bir medya organı habire Generallere giydiriyor, generaller gazete manşetlerine karşı sakin üsluplarıyla cevap vermeye çalışıyorlar. Bu Taraf'ın kuruluşu ne şekilde oldu, kaç satıyor ki maliyetini çıkarıyor, bu haberler ona nereden servis ediliyor yazan çizen soran yok.Taraf meselesi ilginç, zira fehmi korular dilipaklar orduya giydirince kmise sallamaz aman boşver onlar dinci basın denir geçilir. Fakat Taraf bizim sol görünümlü gerçek kapitalistler tarafından çıkarıldığı için halkın dimağında bir yanlış anlama oluyo, ulan bunlar sol demokrat adamlar biz bunların babalarını tanırız bunlar bile akp'yi savunuyorsa, akp haklıdır kesin diye düşünüyorlar.Yani ortada darbe yapmak isteyen bir ordu yokken, AKP ve finanse ettiği yayın kuruluşları olası bir darbeye karşı mazlumu oynamak için PR çalışması yapmakla meşgul. Yarın öbürgün başbakan çıkıp'' asılmak istemiyorum, geceleri rüyamda yassı adayı görüyorum'' derse heralde orgeneral nezninde açıklama yapacak ordu, ''biz de sizi asmayı düşünmüyoruz efendim rahat uyuyun'' diye.Rezalette son perde, genç siviller isimli sözde demokratik kuruluş darbe karşıtı yürüyüş yaptı, nerede? işçilerin 1 mayıs kutlamasına izin verilmeyen Taksimde, kaç kişi? 3000, yani cumhuriyet mitinglerinin 10'da 1'inden az. şimdi bu işin daha da komik hale gelmesine sebep oluyor Akp hem milleti gece 4'lerde evinden toplatıyor hem de bir grup gence insan hakları yürüyüşü yaptırıyor.E tabi sözcüleri de boş durmuyor, manda isteyen bacısına sahip çıkarak, Bu atatürk devrimleri bizim üzerimizde travma yarattı kardeşim hala kendimizi gelemedik diyor. Dikkatinizi çekerim, Atatürk'ün kurduğu mecliste, Atatürk'ün sayesinde oturan adam Atatürk devrimlerininin yarattığı Travma'dan şikayet ediyor.Bir günde alfabe mi değişirmiş? Eğlenceye gel, her gün bir şehirde değiştirip 67 günde mi tamamlasalardı, yada her harfe bir ay verip 29 ay mı bekleselerdi? Sizin için asıl travma yaratan devrim; hilafetin kaldırılması, tekke ve medreselerin kapatılması, bari delikanlı gibi onu söyleyin.Bu meşhur yüzde 47 ya hakkaten çok cahil ya da bizim bilmediğimiz gizli bir çıkarları var.

TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat




Yorum Yaz/Oku (0)
Arkadaşıma Gönder Yazdır Yazıyı Uzat

Yazıya Puan Ver Bu yazı bugün 0, toplamda 0 puan aldı. Puan nedir?
1 2 3 4 5
5 10 15 20 25


Tüm e.günlüğü (blogu) göster







09.06.2008 11:26:04
A Milli Problem

eroltolstoy




Göster/ Gizle
TÜRKİYE-MALTA 1.RÜŞTÜ REÇBER
3. MEHMET TOPUZ( KAYSERİSPOR )
4. CAN ARAT( FENERBAHÇE )
5. GÖKHAN ZAN( BEŞİKTAŞ A.Ş. )
7. MEHMET AURELIO( FENERBAHÇE )
9. FATİH TEKKE( ZENIT )
10. YILDIRAY BAŞTÜRK( HERTHA BERLİN )
11. TÜMER METİN( FENERBAHÇE )
13. ERGÜN PENBE( GALATASARAY )
20. HAKAN ŞÜKÜR( GALATASARAY )
22. HAMİT ALTINTOP( SCHALKE 04 )
Türkiye-PortekizTürkiye: Volkan, Hamit Altıntop (Dk. 76 Semih), Servet, Gökhan Zan (Dk. 54 Emre Aşık), Hakan Balta, Aurelio, Emre Belözoğlu, Kazım, Tuncay, Mevlüt (Dk. 46 Sabri), Nihat. ----------------------Yukarıda verdiğim 2 farklı kadro milli takımızın, 2 yıl arayla oynanan Euro 2008 grup elemeleri ilk maçı olan Türkiye -Malta ve Euro 2008 finalleri ilk maçı olan Türkiye-Portekiz maçlarının kadroları.Boldladığım oyuncular da iki maçtada oynayna yegane futbolcular. 11 kişiden oynanan futbolda sadece 3 oyuncumuz iki maçtada sahaya çıkmış.Bunların biri 30 yaşında brezilyadan devşirdiğimiz marco Aurelio, diğeri A'dan Z'ye Almanyada yetişen Hamit üçüncüsü de Türk futbol tarihinin bir sezonda en çok sakatlanan oyuncusu ve Portekiz maçında da sakatlanıp oyundna çıkan Gökhan Zan.Bu durum traji komiktir.Hakan Şükür'ü oynatmıyor diye hocasını kovan bir federasyon, onun yerine getirdiği hocayla isviçreyi döve döve eleyemeyen sonra, kura şansıyla kolay bir gruba düşüp onu da son nefeste ikinci bitiren ve bu arada ne bir sistemi ne belli bir 11'i ne de herhangi bir yıldız oyuncusu bulunana milli takım. Değişen federasyonlar değişen hocalar. aynı hocanın sürekli değişen sistemleri ( isviçreyi 4-2 yendiğimiz olaylı maçın kadrosunu yazsam şaşrsınız, tolga seyhan serhat ergün alpay filan var ) sonuçta geldiğimiz nokta. rakip kaleye gidemeyen gitsede pozisyona giremeyne maç boyunca girdiği tek net pozisyonda futbolcusu ( premier ligde oynayan tuncay) topu ıskalayan bir milli takım. Kalan iki maç için mudum var çünkü çekler top oynamadan isviçreyi yendi. İsviçre de bütün gücünü çeklere karşı harcasa da maçı kaybetti. Ama bu iki maçı kaznaıp gruptan çıksak dahi, karşımıza çıkacak ilk ciddi takım bizi darmadağın eder umarım o tkaımda almanlar olmaz.

TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat




Yorum Yaz/Oku (2)
Arkadaşıma Gönder Yazdır Yazıyı Uzat

Yazıya Puan Ver Bu yazı bugün 0, toplamda 25 puan aldı. Puan nedir?
1 2 3 4 5
5 10 15 20 25


Tüm e.günlüğü (blogu) göster







06.06.2008 11:36:18
Sayın Başbakana Soruyorum

eroltolstoy




Göster/ Gizle
1. Sayın Başbakanım, kız evlatlarınız tesettüre girme kararı verdiklerinde ( sizin baskınızla değil kendi hür iradeleriyle bu kararı verdiklerine eminim) kaç yaşlarındalardı?2. Kendileri lise eğitimlerini tesettürlü şekilde hangi eğitim kurumlarından aldılar?3.Yarın biz tesettürden sıkıldık ya da dini görüşlerimiz açısından tesettürü yeterli görmüyoruz çarşaf giyeceğiz derlerse tepkiniz ne olur?4.Sizce çarşaf giymek İslam dini'nin gereği midir?5. Sizce çarşaf giyen öğrenciler üniversitede okuyabilirler mi?6. Sizce çarşaf giyen kadınlar devlet kurumlarında mesela mahkemelerde yargı. olarak görev almalı mı?7.Sizce bireylerin dinlerine ne şekilde karar vermeleri lazım?8. Sizce torunlarınız dini eğitimlerini hangi yolla almalılar. Kız torunlarınız sizce kaç yaşında örtünmeliler?9.Erkek evlatlarınızdan biri, ikinci yada üçüncü eş almaya karar verirse tepkiniz ne olur?10.Kürtaj ve organ bağışı hakkındaki görüşleriniz nelerdir?11.Siz hangi kadınların elini sıkıyorsunuz? Sizce kadınlar kimlerin elini sıkmamalı?12.Sizce kadınlar eldiven giymek suretiyle akrabaları olmayan erkeklerin ellerini sıkarlarsa bu durum dinen caiz midir?13. sizce kadınlarla erkekler toplu taşıma araçlarında yan yana oturmalı mı?14.Toplu taşıma araçlarında erkeklerin yanında oturmak istemeyen hanımların dini özgürlüklerini nasıl koruruz?15. Sizce kadınlar spor yapmalı mı? Yaparlarsa ne tür kıyafetler giymeliler?Başbakanımız olarak bu konularda biz ortalama türk insanını aydınlatmanızı rica ediyorum.

TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat


09.06.2008 15:12:29
Sadullah Bey, islam dinini seçen herkesin bu soruların cevaplarını bildiğini mi iddia ediyorsunuz ?eroltolstoy tarafından eklendi.

07.06.2008 12:45:13
Siz Diyanet işleri Başkanı ile Başbakanı karıştırmışsınız galiba. Bu bahsettiğiniz soruları Diyanet işleri Başkanına sormalısınız. Sormanıza gerek yok eğer İslam dinini yeni seçmemişseniz bunları cevaplarını sizin de bilmeniz gerekir. Bir insan bildiği soruyu başkasına sormaz. Tabii ki şayet onu bir sınava tabi tutmuyorsa. Çok basit birkaç soru sormuşsunuz. Ben size söyleyim, canınız nasıl istiyorsa öyle giyin ve öyle yaşayın. Kendinize yakıştırdığınız kıyafet sizin kıyafetiniz olsun. Yeter ki siz başkalarına karışmayın müdahele etmeyin de nasıl isterseniz öyle yapın. Olur mu ?M.Sadullah SAĞLAM tarafından eklendi.






Yorum Yaz/Oku (4)
Arkadaşıma Gönder Yazdır Yazıyı Uzat

Yazıya Puan Ver Bu yazı bugün 0, toplamda 55 puan aldı. Puan nedir?
1 2 3 4 5
5 10 15 20 25


Tüm e.günlüğü (blogu) göster







03.06.2008 20:13:54
arşivci ülke ve finansörleri

eroltolstoy




Göster/ Gizle
Akşam üstü işten eve döndükten sonra geleneksel zaplama aktiviteme başladım. 25. kanala geldiğimde belgesel gördüm ve durdum. Belgesel görünce durmak gibi kısa vadede yararlı uzun vadede zararlı bir huyum var. Baktım konu meşhur 27 Mayıs ve çok sevgili 61 anayasası hemen kulak kesildim. Önce hoşuma gitti belgeselin tonu, böyle 1960 yılının başlarını Hürriyet gazetesinin baş sayfaları üzerinden tatlı tatlı anlatıyordu, ''baş vekil Menderes radyoya konuştu'', ''Rslar fezaya roket fırlattı'' tadında . Sonra yavaş yavaş aradan kelimeler düşmeye başladı. '' birilerinin kışkırttığı öğrenciler'' , '' darbe meraklısı chp vekilleri'' , '' ülkedeki istkrarı bozmak isteyen karanlık güçler'' gibi Akit menşeili, Kanal 7 müdavimi, STV tandanslı belgesel replikleri kulağıma çalındı. İşte o anda logoya dikkat ettim, sarı bir çerçeve içinde Ü harfi, hayatımda ilk defa gördüğüm bu logo ilgimi çekti fakat belgesel git gide kronolojik bakımdan 27 Mayısa yaklaştığı için bir türlü internete girip araştıramadım. Belgeselin adı Arşivci, sunucusu kızıl- kumral top sakalı olan saçları 0 numara kesilmiş benim tanımadığım genç ( 30 larında) bir sunucu, diksiyon mükemmel, vurgular filan tam üstüne düşürüyor, ''dabeci, cuntacı, işkenceci'' derken insana her türlü hayal gücünü zorlayan tonda etkilerde bulunuyor. Efendim klasik hikaye bir kısım subay , memleketi güllük gülistanlık yöneten halkın sevgilisi Menderesi alaşağı ederler.Sonra yine halkın temsilcisi muhteşem insanlar, yüce kişilikli dp milletvekillerini , yassı adaya sürüp orada türlü eziyet aşağılama ve işkenceye maruz bırakırlar. Benim bildiğim kadarıyla o dönemde dp vekillerine, makata şişe ve cop sokma, filistin askısı, hayalarına elektirk verme gibi 80 darbesinde solculara uygulanan tipte işkenceler uygulanmadı. Ama yine de işkence diyince Tv de hoş duruyor tabi. Neyse belki de Gürsel paşa memlekette elektirk yok diye Menderes ve vekillerine elektirk vermemiştir.'' Zaten batıyoruz bir de bunlara işkence ederken iyice göçmeyelim'' diye düşünmüş olabilir.
Sonra 61 anayasasına giydirmeler, ilk sendika hakkıymış ama çok kısıtlıymış filan sanki Menderes kısıtsız sendika hakkı vermiş gibi vs. vs. tamamen taraflı bugünü kollamaya yönelik bir belgesel izledim. Sinirlenmedim bile çünkü 10 yaşındaki çocuklar dahi bunun taraflı olduğunu anlar. Derken belgesel bitti reklamlar başladı. Bir belgeselin sonuna verilen reklamlar otomatikman o belgeseli izleyenler tarafından izlenir bu bir yayıncılık ve reklamcılık kanunudur.
Yani bu reklamları verenler bilinçli olarak bu belgeseli ve kanalı desekleyen kuruluşlardır, listesini veriyorum isteyen istediği gibi yorumlayabilir:1.ülker2.ışık sigorta3.ak sigorta4.yapı kredi5.turkcell6.fortis7.dizayn grup8.fırat9. dwa gibi yabancı bir pencere firması.
Reklamlar bitti haberler başladı haberleri değerli islam düşünürü, genç idealist, parlak akp yandaşı, modern görünümlü ama muhafazakar değerlere haiz, boncuk gözlü gül yüzlü kardeşimiz Selahattin Yusuf sunuyor. Başarılarının devamını diliyorum. Bu kanal tutar özellikle bu kadar sağlam finansörleri varken.



TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat




Yorum Yaz/Oku (1)
Arkadaşıma Gönder Yazdır Yazıyı Uzat

Yazıya Puan Ver Bu yazı bugün 0, toplamda 0 puan aldı. Puan nedir?
1 2 3 4 5
5 10 15 20 25


Tüm e.günlüğü (blogu) göster







15.05.2008 10:58:29
Vurun Tuncaya izi kalsın.

eroltolstoy




Göster/ Gizle
Bu Tuncay Özkan denen zatı, kanalını ve izlediği çizgiyi baştan beri sevmem önce onu belirtiyim. Cumhuriyet Gazetesi ve Kanaltürk türü statükocu zihniyetlerin AKP karşısında takındıkları tutum tamamen konjüktürel ve iki yüzlü gelir bana. Zira ülkenin genel gidişatına her hangi bir sağ parti örneğin Anap yada Dyp ne kadar zarar veriyorsa Akp ondan fazla zarar vermemektedir( zararsızdır demiyorum, onlar kadar zararlıdır diyorum). Biri dini sömürüp oy toplar, öteki milliyetçiliği beriki vatandaşı kandırır renkli televizyon alıcam sana oğluna bilgisayar vericem filan diye. Ama işin özünde hiçbirinin birbirinden farkı yoktur. Hepsi çalar çırpar zengini senginleştirip kendi kadrolarını yerleştirdikten sonra küpünü doldurup yoluna devam eder.Gelelim son dönemki olaya, ortada acayip bir dezenformasyon( bilgi kirliğiliği hatta bu duruma özel yalan bilgi dağıtımı) var. Sanki Tuncay Özkan 10 sene önce uzaydan ışınlandı, Akp'ye karşı muhalefet ediyordu sonra bir gün Akp 30 milyon dolar verdi de bu adamı satın aldı. O da ertesi günden itibaren AKP dalkavuğu oldu gibisinden. İşin gerçeği bu değil.Tuncay Özkan yıllarca özel kanallarda haber müdürlüğü, genel müdürlük vs, gibi görevlerde bulunan eski bir medya yöneticisiyken, gerek şahsi birikimlerinden gerekse adını gizlediği sermayadarlardan topladığı parayla Kanaltürk'ü kurdu. Kanaltürk'ün çizgisi ilk günden beri '' nerede o eski cumhuriyet bayramları efendim, fener alayları düzenlenir mektepliler resmi geçit yapardı caddelerde'' tadında. Orta yolcu, fikir üretmekten aciz, Atatürk resminin arkasına sığınınca yeni bir şey düşünmeye gerek kalmadığını sanan sığ bir politika izlediler. Sonra baktılar AKP başta laiklik olmak üzere bütün Kemalist değerlere tek tek saldırıyor. Hemen AKP'ye karşı sert muhalefete geçtiler. İyi de ettiler, zira diğer medya organalrı o sırada Ata uçağında yıkama yağlama yapmakla meşgul AKP methiyeleri düzemekteydi. Yani işin özü Tuncay Özkan'ın Kanaltürkü bizkaçkişiyiz. organizasyonu ve Cumhuriyet Mitingleri , altyapısı zayıf da olsa sonuç ve etki bakımında çok önemli muhalif hareketlerdir. Ülkenin erk medya organları, iktidarı eleştirmek yerine iktidardan nemalanmakla meşgul oldukları için, bu boşluğu Tuncay Özkan değerlendirmiş ve başarılı olmuştur.Tabi bu muhalefetin bir bedeli olacaktı, Ahmet bey'in Mehmet bey'in defterlerinden evraklarından önce Tuncay beyin evrakalrına baktı maliye. Tek tek, didik didik, aradı taradı nerden ceza keserim diye ve bazıları mahkeme kararıyla daha sonradan iptal edilecek olan cezaları arkası arkasına kesmeye başladı. AKP bunu daha önce Uzanlara da yaptı, 5 banka hortumcusu arasında AKP'nin tekerine çomak sokan Uzanlar olduğu için önce onların çilesini uzattı. İyi de etti en azından ikisinin arasındaki mücadelede devlet kasasına üç beş kuruş girdi. Bugün gelinen noktada Tuncay Özkan gerek ssk, vergi borçları gerekse AKP iktidarıyla işi olan firmaların Kanaltürkü reklam ambargosuna alması sebebiyle çaresiz kaldı.Reklam ambargosunu açıyorum, bir medya kurumu heleki televizyon reklam geliri olmadan ayakta duramaz, eğer X firmanın devletle sıkı bir bağı varsa bugün bütün devlet kurumlarını yaylım ateşine tutan Kanaltürk'e reklam vererek iktidar partisiyle araını bozmak istemez. E Türkiyede aşağı yukarı her firmanın defterleri gayet dürülebilir olduğu içni bir kaç büyük baş dışında kimse Kanaltürk'e reklam vermedi veremedi ve bugünlere gelindi.Tuncay Özkan çalışanlarını daha fazla aç bırakamamak ve devlete karşı borçlarını ödeyip birde bu yüzden hapislere düşmemek için kanalını sattı.Kanalını satarken, herhangi bir solcu, demokrat ,sosylais,t liberal vs kurum ya da sermayedar teklif verdi mi? Hayır. Tam tersine ATV ihalesinde de adı geçen fakat son anda ihaleden çekilen İpek grubu teklif verdi. Bu adamlar hemen AKP ve Fethullah Gülene yakın oalrak damgalandı. Aslı var mıdır ? bilemem fakat varsa dahi bu onların değil, vaktiyle Kanaltürk'e sahip çıkmayanların suçudur.Gelelim 3 gündür başta diğer güçlü medya organları ve malesef on punto gibi özgür olduğunu düşündüğüm bir fikir platformunda, Tuncay Özkana yapılan hakaretlere. Bu herşeyden önce terbiyesizliktir. Çünkü ortada muhalefet adına harcanan emeği yok saymaktır. Siz hem kendi adınıza iktidarın her türlü yolsuzluğuna, peşkeşine, yobazlığına, bağnazlığına, eyvallah çekeceksiniz, hem de bunlara karşı sert muhalefet yürüten adamı ilk fırsatta ilkelerini satmakla suçlayacaksınız yok öyle. Hanginiz Tuncay Özkan kadar vaktini, emeğini ve parasını harcadı AKP'yi durdurmak için?





Bu milletin oyu nasıl toplanır?

eroltolstoy
Göster/ Gizle Vatandaşın yüksek ekonomi tahsili, iktisat diploması, fizibilite, öngörü, projeksiyon gibi yetenekleri yoktur. Dolayısıyla vatandaş günlük yaşar. Vatandaş kendi ailesi en bilemedin kendi köyü dışında kimsenin geleceğini düşünmekle yükümlü değildir çoğu zaman kendi ailesii bile düşünmez bugünü yer yarının işini allaha havale eder.Bu ortamda nasıl oy toplanır?1. Her ile bir üniversite açılır. Çünkü vatandaş üniversite bitirenin zengin olduğunu sanar.2.Fakire fukaraya makarna kömür dağıtılır.Vatandaşın karnı tok sırtı sıcaksa pek fazla dert etmez gerisini.3. Kilosu 8 milyondan fındık 5 milyondan pamuk X milyondan zeytin alınır. Çiftçi ürettiği ürünün dünya konjüktüründe kaça gittiğini, talebin arzla olan dengesini, uluslararası pazarlardaki kotayı vs düşünmez. Çiftçi tarım sübvansiyonalrından gelen parasını cebine koyar ve 6 aylık ış uykusuna yatar.4.Memur ve işçi en zor kandırılan kısımdır, çünkü kent yaşamına adaptedirler ve giderleri yüksektir. Düşünülür taşınılır bugün için hepsinin maaşı ikiye katlanılamayacağı için yarına yönelik önlerine havuçlar konulur. 3 milyon kişi bir günde emekli edilir. 45 yaşında emekli olamayanın dövüldüğü bir ülke ortaya çıkar. 5. Halkımız teknolojiyle çok ilişkilidir. tost makinesi bile bozulsa tamir edemezler ama videolu cep telefonu kullanmaya bayılırlar. Dolayısıyla gümrük birliğine gidilir teknoloji üreten ülkelere kapılar açılır, güneydoğu anadolu köylerindeki hacı dedelerle renkli televizyon, haci nineelere tam otomatik çamaşır makineleri götürülür. Yurdum insanı kredi karltarıyla tkaside girerek evini isviçreli hans yada belçikalı patrick gibi döşer. Tek fark hansla patrick'in bu malları ithal değil ihraç ediyor olmasıdır.6.Her ile en büyüğünden bir Atatürk stadı dikilir, şehirde futbolcu yetiştirecek bir altyapı tesisi yoktur ama her ilin 20 bin kişilik stadı vardır. Zira bizim halkımız büyük görkemli yapıları izlemeye bayılır.Adı da Atatürkse değme keyfine ulusalcı amcaların da keyfi yerine gelir.7. Atatürk stadı dikmekle bitmez, bir de imam hatip lisesi yapılır. Malum temizlik imandan gelir, imam üflerse cemaat gürler. Böylece hak dini de layığınca öğrenilir öğretilir. 8.Yabancı malları tezgaha indirilir, ülkenin iskoç viskisi ve japon sigarasına karşı olan hayati ihtiyaçlarını karşılamak üzere vergiler düşürülür, ortalık lübnana döner hatta ortadoğunun parisi olur antep diyarbakır maraş. Alışveriş merkezlerinde italyan ve fransız tekstil ikonları 5 er mağaza açarlar çünkü bizim halkımız her akşam defileye gitmek zorundadır, yerli tekstil üreticileri de 0.1 maliyet ve 0.01 işçilikle fason merkezi olmaya dünden razıdırlar yeni bir şey keşfetmeye kafa yormak yerine milyon adetten satış yapmak işlerine gelir..9. ülkenin en tepesinde 4-5 hanedan vardır bunların nüfusları kısıtlı fakat nüfuzları geniştir, canları sıkıldı mı? şehir kulubünden bir muhtıra çakarlar mazallah koalisyon bozup hükümet devirirler. Onların da oyunu onayını almak gerekir. Kolay, önce teşvikler verilir sonra vergi inidirmleri sonra, aspen deki kayak tatilleri masraf kabul edilip gider olarak işlenir. arada bir tekelleşmeler manipülatif hareketler göz ardı edilir. ihalelerde onlara özel davetiye gider, adalar arsalar onlara peşkeş çekilir, yatlarına liman yazlıklarına ykaın havalanı inşaa edilir.10. bunların hepsinin bir maliyeti vardır. 1. maddede inşaat şirketleri zengin olur ve ülkenin eğitim kalitesi düşer.2.ahmetten alınan vergi mehmete harcandığı için devletin yolu suyu elektriğini imf karşılar borçlanılır.3. çiftçi satmayan ürünü üretir devlet onu satın alıp çöpe atar yada deposunda çürütür, onun için de imf ye borçlanır.4. 45 yaşında emekli olan adamın emekli maaşını 25 yşaındaki adamın brüt maaşından kesersin böylece bir süre sonra ikiside mutlu olmaz. 5. 1 konteynır cep telefonu ithal ettiğinde ticari açığını kapatmak için 100 konteynır buğday satman gerekir. 6. o stadlar boş boş durur beton mezarlıkalra dönüşür yine dolar borçlanırız. 7. yüzde 47ler yüzde 97'ye ancak bu şekilde çıkar. 8. piyasada yerli malının avantajları kaybolur yurt dışına döviz çıkarmaya başlarsın, patronların çalışan haline gelir.markaların yabancının şubesi olur bkz. bankalar. 9. mlli serveti peşkeş çekersin zengin zenginleşir ülken fakirlerşir. Ve bunların hepsinin finansmanını dışardan sağlarsın. Borçlandığın için bunu sendne sonraki kuşaklar öder.Yani beni de yarın başbakan seçin bende bunları yapıyım 10 sene refah içinde yüzelim 11. sene gelenler düşünsün.
DTP Eroin bağımlısı mı?

eroltolstoy
Göster/ Gizle Güya Kürdlerin haklarını savnmak amacıyla kurulan DTP meclise girer girmez PKK ile organik bağlarını kuvvetlendirdi. Bir milletvekilinin eşinin dağda olduğu söylendi, PKK'lı teröristlerin cenazelerine gidildi, belediyeler o cenazeler için ekstra ambulans ,otobüs ,minibüs servisleriyle cenaze saflarının sıkılaşmasına destek oldular. Her fırsatta sınır ötesi operasyon eleştirildi. Leyla Zana eskiden komutanım dediği Apo'ya artık Amca ve Başkan olarak hitap etmeye başladı. Her fırsatta Türkiye devleti ve ordusu AB'ye ve ABD'ye şikayet edildi.Çok merak ediyorum meclisde 50'yi aşkın milletvekili bulunan bu legal parti, PKK'nın eroin ticareti yapmasını onaylıyor mu? PKK'nın eroin satışından hüküm giyen üyeleriyle de yakın mesai içinde çalışıyor mu? PKK siyasal zeminde bulduğu desteğin karşılığını eroinden kazandığı euro'larla DTP'ye ödüyor mu? Yoksa ikisi birlikte hareket ettikleri için, eroinden gelen para ta en başta ikiye mi bölünüyor? DTP siyasi bir parti olarak gençleri uyuşturucudan uzak tutmak için bölgede ve ülke genelnide hangi sosyal projeleri uyguluyor? DTP PKK dışındaki diğer uyuşturucu tüccarlarıyla örneğin medellin karteliyle de siyasi veya ticari ilişkiler içinde bulunuyor mu? Özgür düşünce ve halkların demokratik haklarını savunan DTP, eroin yüzünden çocuklarını kaybeden anne-babaların da hkalarını savuuyor mu? Dağdaki teröristin cenazesinde saf tutan milletvekilleri eroinden ölenlerin de cenaze törenlerine katılmayı düşünürler mi?
Woody Allen sübyancı değil mi?

eroltolstoy
Göster/ Gizle Geçen gün bizim ex-katil, neo-sübyancı Üzmez Bey hakkında bir sürü yazı yazdık onpunto sakinleri olarak. Ben bizzat ex-katillik döneminden siyasi düşmanı olduğum ve o siyasi görüşten sübyancılık dair her türlü kötülüğü beklediğim için konu hakkında ekstra birşeyler yazmadım. Kendi adıma daha vurucu olduğunu düşündüğüm Avusturyalı sapık baba konusunda birşeyler karaladım. Fakat huyum kurusun bir konuya giriştim mi, arkasını önünü şöylece bir araştırıyorum. Genelde sübyancılık sapkınlık vs türü skandal haberler hep toplumun bir şekilde dışladığı tiplemelere ait falsolarmış gibi lanse ediliyor. Halbuki değil, bunlar toplumun kahraman statüsüne yerleştirdiği hatta binlerce hayranı olan elit kesimlerde de görülen sapkınlıklar.Örneğin Woody Allen vakası, şimdi çoğunuz Woody Allen'ın konuyla ne lakası var diyecek. Hemen belirtiyim, Woody Allen'ın şu an ki eşi, eski eşinin evlatlık çocuğu. Yani Woody Allen bir dönem babalık ettiği, bu kimsesiz çocuğa şu an kocalık etmekle meşgul. İlginç bir konu değil mi? Belki Yahudi lobisinin gücünden, belki bizim ''sanat için herşey mübahtır'' isimli duyarsızlık maskemizden dolayı, bir allah'ın kulu da bu konu üzerinde yazı yazmaz. Belki de yazamaz...Şimdi içinizden bazıları çıkıp, ama Woody Allen çocukken birlikte olmadı onunla, reşit olduktan sonra gençler birbirlerini sevdiler aşık oldular vs diyebilir. Kendisine ''sen çok polyannasın be canım'' diye cevap veririm. Çünkü Woody Allen'ın eski eşi geçtiğimiz yıllarda, Woody Allen'ın daha çocukken şu anki karısının çıplak fotoğraflarını çektiğini söyledi. Al sana çocuk pornosu, al sana ensest, al sana Stockholm sendromu, kız daha çocukluğundan beri hayatında tek erkek modeli olarak Woody Allen'ı görüyor yetişkin oluncada ona aşık olması kadar doğal bir şey olur mu?Ama süper duyarlı Amerikan medyası yada müthiş gelişmiş batılı aydınlar bu konu hakkında tek kelime yazmazlar. Niye? buyrun açıklayın.
Muhteşem İkili

eroltolstoy
Göster/ Gizle Bir İstanbul'lu olarak her sabah onlar sayesinde huzurla kalkıyorum. Onlar sayesinde trafiğe, strese maruz kalmadan ferah ferah işime gidip geliyorum. Onlar sayesinde akşamları gönül rahatlığıyla en karanlık sokaklarda dolaşıyorum. Ve gece vakti onlar sayesinde deliksiz uykular çekiyorum. Tahmin ediyorsunuz heralde bu muhteşem ikiliyi, size onların döneminde yaşanan başarı hikayelerini tek tek anlatıyım unuttuklarım olursa siz de haklarını teslim etmek üzere yazıya eklersiniz.1. 16 Kasım 2003 kentin farklı yerlerinde iki ayrı sinegog bombalandı. ( suçlular yakalandı)2. Malesef suçlular yakalanamadan aynı hafta içinde ( güvenliğe bak sen)bu sefer İngiltere başkonsolosluğu ve Hsbc genel merkezi bombalandı. ( bunun da suçluları er geç yakalandı)3.İnönü stadında cinayet işlendi. Türkiye tarihinde ilk defa aynı takım taraftarları arasında stad içinde çıkan bir kavgada bir taraftar diğerini bıçakla öldürdü. ( suçlu yine yakalandı, yaklaşık 2 saat boyunca staddakiler tribünde bekletildi çıkışta tek tek yüzlerine bakıldı ve suçlu bulundu, mazallah bulunmasa bir dahaki maça tabancayla gelebilirdi)4.Hesap hatasıyla salıverilen Mehmet Ali Ağca kaybedildi. ( ama sonra bulundu)5.Cumhuriyet Gazetesi her ay düzenli olarak bombalandı. ( bombacı daha sonra ankarada danıştaya saldırdı ama o ankara'daki muhteşem ikilinin sorunu)6. 1 Mayıs 2007 sabahı provakasyonu önlemek amacıyla boğaziçi köprüsünden geçen araçlar tek tek arandı, yaklaşık 2 milyon kişi tek tek aranarak bu alanda dünya rekoru kılındı. Aranamayanlar da shelltoxla etkisiz hale getirildi ( bkz. 2 mayıs'ın günahı ne adlı yazım)7.1 Mayıs 2008 de provakatörler inlerinde basıldı, Disk ve diğer işçi örgütlerine sabah 06.00 da ziyarete gidildi, Siz ne ayaksınız birader dendi. Kapılarına panzerler çekildi devletin son moda renkli ıslatma boya teknolojisi yeni giysi almaya parası olmayan işçiler üzerinde denendi. Böylece hem taksim meydanı düşman işgalinden kurtarıldı, hem de ayaklara gereken mesaj verildi.İşte bu başarı hikayesini yaşatanları tebrik etmek lazım. Çünkü İstanbul hiç bu kadar güvenli ve huzurlu olmamıştı.8. En önemlisini unutmuşum, saçma sapan şeyler yazan Hrant Dink'i daha öldürülmeden önce, ilerde öldürüleceği konusunda uyardılar. Bu da dünyada bir ilk, hem de öyle elektronik postayla telefonla değil, bizzat yanlarına çağırdılar, önce nasıl doğru düzgün yazı yazılır onu anlattılar, sonrada bir gün öldürüleceğini söylediler. ( Hrant Dink bu konuda bir önlem aldı mı? hayır, hala yazı yazmaya devma etti, e şimdi emniyet müdürü napsın vali napsın her öldürüleceği bilinen adamın başına polis mi dikicez teksas mı burası)
Avusturyalı sapık olmanın ayrıcalığı.

eroltolstoy
Göster/ Gizle Türkiye'de sapık olunca, ya hapishanede şişleniyorsunuz, ya da mensup olduğunuz cemaatin düşmanları tarafından komploya getirilmiş olduğunuzdan aynen hayatınıza devam ediyorsunuz.Fakat Avusturya'da sapık olunca ikisinin ortası bir hayatınız oluyor. polis sizi yakalıyor, sorguluyor, doktor kontrolünden geçiyorsunuz, akli dengeniz vs araştırılıyor, avukatınız sizinle görüşüyor mümkün olan en az cezayla yırtmanız için elinden geleni yapıyor vs.Öte yandan toplum 1-2 günlüğüne batılılara özgü dehşet, şaşkınlık ve korku dolu ifadeyle sizi izliyor. Bu batılılar hakkaten beni ciddi şekilde irite etmeye başladılar, etraflarında olan bitenin gayet güzel farkındalar fakat hiçbir şekilde müdahele edip rahatlarını bozmak istemiyorlar. Sonra böyle bir olayla karşılaşınca; dehşete düştük diyorlar. Yalan! Adamın kızı 40 küsur yaşında, 20 küsur senedir o bodrumda tutsak, ne annesi bunu biliyor, ne kardeşleri ne komşluları, düpedüz yalan! Hiç mi devlet görevlisi girmez o binaya hiç mi belediye su borularını temizlemez, o binada kimse taşınmaz mı, kimse evine tadilat yaptırmaz mı, kadının 20 yıllık esaretini kimse farketmemiş vah vah. Ne büyük şanssızlık.Adamın fotoğrafına bakıyorum, tipik batı avrupalı bıyıktan, saçının kırlık derecesine kadar, almanya -belçika- avusturya -hollanda kırlısı köylüsü bir adet jurgen amca, yani onlardan biri. Onun sapkınlığının kaynağı nedir bilinmez, ama şu ortada 1939 yılında Hitler dünyaya saldırdığında, en kolay işgal ettiği yer Avusturyaydı, çünkü avusturya daha dünden naziydi. Bundan 5 yıl öncede Almanya'dakinden daha güçlü bir neo nazi parti, Avusturyada iktidar oldu. Jörg Haider'in partisi yine o tipik batılı iki yüzlülüğüyle tu kaka edildi. Yani dibinde neo nazilerin peydahlanmasına müdahele etmiyorsun çünkü doğuya medeniyet dersi vermekle meşgulsun. Ama o neo naziler kafana çıkınca hemen dehşete kapılıp korku dolu gözlerle onları muhalefete postalıyorsun.İşte böyle Avusturyada sapık olmak, çocuğu kaçırıken problem yok, tecavüz ederken problem yok, 10-12 sene tecavüz edip artık ondan doğan çocuklara tecavüz edeceğiniz zaman, olay es kaza ortaya çıkarsa, toplum sizi dehşet şaşkınlık ve korku dolu gözlerle izliyor. Son 2 senede Avusturyalılar 2. defa bir çocuk kaçırma ve tecavüz ve büyütme skandalını dehşet ve korkuyla izliyorlar. Tesadüfe bakın. 2 Mayıs'ın günahı ne?

eroltolstoy
Göster/ Gizle Ben hiçbir 1 Mayıs'ı alanlarda kutlamadım. Aslında ben hiç 1 Mayıs kutlamadım, zira 1 Mayıs işçinin mi ,emekçinin mi, atheistin mi ,anarşistin mi, pkk'nın mı, eşcinselin mi, yoksa disk'in mi türk-iş'in mi? hiç bir zaman netleşmedi bu ülkede.Fakat her ne kadar kutlamasam da 1 Mayıs'ı hep yaşadım, bir ara annem Kadıköye gitme oğlum eylem var dedi, öbür gün, üniversitede Çağlayana gitmeyin çocuğum coplanırsınız dendi, öteki gün işe gidiyordum polis amca köprüyü kapadığı için 15 dakkalık yolu 5 saatte gidebildim.Ve en son geçen 1 Mayıs'da köprüyü geçip karşı taraftaki iş yerine ulaştığımda genzim yandı. Dünyanın oluşmasına sebep olan gaz ve toz bulutuna hiç benzemeyen bir bulut İstanbulun Beşiktaş ve Beyoğlu ilçelerini kaplamıştı. Yaşamayanlar neden bahsettiğimi iyice anlasın diye şöyle betimliyim, hani denizde kafanızı suyun altına soktuğunuzda nefes alamazsınız ya çünkü her taraftarınız cama benzer bir su duvarıyla kaplıdır. İşte beşiktaş ilçeside 1 Mayıs 2007'de gaz duvarıyla kaplıydı. Devletin güvenlik güçleri, bizzat kendi vatandaşları üzerinde biyolojik silah benzeri bir ürünü denediler. Artık kaç bin tüp biber gazı kaç yüz kartuş göz yaşartıcı bombanın karışımı bilmiyorum ama Beşiktaş İlçesi gencinden yaşlısına, esnafından memuruna , işçisinden, patronuna biber gazı ile göz yaşartıcı bomba kokteylinden oluşan yeni bir hava soludu geçen yıl. Televizyonlar bunu haber yapamadı çünkü görüntüde çok hafif kızılımsı bir sisden başka şey yoktu anlatacak. eğer insanların evlerindeki televizyonlara o gün Beşiktaştaki hava 2-3 saniyeliğine verilebilseydi. Ne yüzde 47, yüzde 47 olurdu ne de kendi halkının üzerine biyolojik silah sıkanlar makamlarını koruyabilirlerdi.Malesef bu olmadı. 2 Mayıs günü hayat kaldığı yerden devam etti, beşiktaş ilçesinin sakinlerinde kusma, baş dönmesi ve devletine karşı korku gibi yan etkiler bırakarak.
solum chp

eroltolstoy
Göster/ Gizle Maşallah biz 3 kuşak Chp'ciyiz, her ne kadar 3. kuşak olan ben son seçimlerde oyumu Ufuk Uras'a versem de gönülden CHP'liyiz ailecek.Subay emeklisi 1. kuşak ulusalcı kanadımız, esnaf olan 2. kuşak merkezci kanadımız, bendeniz de avrupa yeşillerle, amerika demokratları arası neo liberal kanadı temsil ediyorum.Görüldüğü gibi aynı soyadı taşıyıp aynı masada yemek yiyen üç insan olarak bile üç farklı fraksiyona bölmüş durumdayız partiyi.Birimiz milli şefçi, öteki kimseci bendeniz Ecevitçi argümanlar ortaya atıyoruz sürekli. Geçen akşam konu kurultaya geldi 1. kuşak adayları tanımıyor, 2. kuşak tanıyor ama ayırt edemiyor, bendeniz en internet kurdu ve billur zihinlileri olarak nispeten biraz daha bilgi sahibiyim.Haluk Koçu kast ederek Kemal Anadol dememse aslında partiyle ne derece ilgilendiğimin bir başka göstergesi. Birinci aday Haluk Koç tip itibariyle bende Ufuk Uras çağrışımları yapıyor. Bıyıklı ve gözlüklü bir insan olmasından ziyade üslubu ve duruşu sebebiyle.İkinci aday Umut Oran aslında hep olması gereken de bir türlü olmayan şey Türkiye'de, genç temiz yüzlü, parası pulu olan yaşı tam sınırda, aklı tam başında Tony Blair ve Sarkozy ile aynı kareye girdiğinde sırıtmayacak, dayısını yeğenini doyurmayacak bir imaj çiziyor gözümde. Bu sebeple kesin kaybeder diye düşünüyorum, zira ittihat ve terrakki gaddarlığı, politbüro kadroculuğu, balkan ortayolculuğu gibi partimizin alameti farikaları haline glemiş özellikleri bünyesinde barındırmıyor. E haliyle delegeler de ona oy vermeyecektir.Haluk Koç'a gelince arkasında Umut Oran ve vaktiyle Sarıgül'de olan cinsten medya desteği bulunmadığı, aynı zamanda onlar gibi ağzı laf yapmadığı için şansını Umut Oran'dan fazla ama n nihayetinde genel başkan olmaya yetmeyecek kadar az görüyorum.Üçüncü adayın ( ciddi anlamdakiler arasında ) ismi lazım değil, kendisi, şu anki siyasal tablonun ve önümüzde karanlık geçmesini beklediğim 20 yılın baş sorumlusu olarak oturduğu koltuktan ancak doktor kararıyla kalkacağını belli etti. Kendi atadığı delegeler tarafından seçilip, kendi semirttiği iktidara karşı emekli devlet memuru temposuyla yalancı muhalefetine devam edebilmek için, bu kurultayda da tehdit, hile ve şiddet yoluyla elinden geleni yapacaktır.Ve sonunda kazanacaktır da eminim ki ismi lazım değil. Zira bu ülkenin kaderi budur bizler partilere girmeyip dışardan yazı yazmaya devam ettiğimiz sürece. pippa ve türban

eroltolstoy
Göster/ Gizle Bu sabah işe gitmek üzere Altunizade sokaklarında yürürken yanımdan 12 bilemediniz 13 yaşlarında bir kız çocuğu geçti. Söz konusu kız çocuğu türbanlı bir ilköğretim öğrencisiydi. Bunu forma giymesinden ve sırt çantası takmasından anladım. Yani 20 yaşındaki bir üniversite öğrencisiyle karıştırmama ihtimal yoktu.Siz şimdi ''hadi canım olmaz öyle şey'' diyorsunuz değil mi? oluyor işte. Araştırın bakalım Altunizade'de hangi özel kolej var bu kız çocuğunun gidebileceği, pek zorlanmazsınız adını bulmakda. İşin acı yanı bu kolejlerden yüzlerce, bu kız çocuklardan yüz binlerce olması.Ama biz bunlar yokmuş gibi hiç olmamış gibi, olsa da bizi ilgilendirmiyormuş gibi yaparak yıllardır gayet güzel yaşıyoruz kar beyazı Türkiyemizde.Tıpkı her yaz sezonunda 3 İngiliz 2 Alman 1 Mozambikli kadının topraklarımız üzerinde tecavüze uğraması üzerine gazetelerimizin ''sorry anna '' ,''pardone pippa'' gibi traji komik yaklaşımlarını ilgiyle okuyor olmamız gibi.Halbuki tecavüzle yüzleşmek için İtalya'dan gelen bir kadının Gebzede başına gelenleri okumamıza gerek yok. Gidin ülkemizin Doğusuna, 13-14 yaşında kız çocuklarının kaç para yada kaç öküz karşılığında dedeleri yaşında adamlara satıldığını görürsünüz. Evlilik cüzdanlı veya ebeveyn müsadeli tecavüzlerin çarpıcı etkisiyle, daha da barışırız belki beyaz elitist cumhuriyetimizin gerçekleriyle.Kitap okumayı boş zaman aktivitesi olarak gören bir milletin ilk ayeti '' oku '' olan bir dine, o dinle ilgili hiç bir eseri ''okumadan'' sırf anne ve babaları o dine mensup diye inanması olayı daha da ilginç hale getiriyor. Ve örtünme ile ilgili surelerden haberi dahi olmayan örtülü genç kızların, üniversiteye girme haklarını savunan sakallı adamların, asıl amaçlarının ne olduğunu sorgulamamaları ne kadar acı değil mi?Evet dini gereği başını örten genç kızımızın okuma hakkı ne kadar demokratik bir hak öyle değil mi? Biz Beyaz Türkler vaktiyle batılı sömürgeci efendilerimizin bize demokrasi dağıttığı mesafeden, ne kadar güzel demokrasi dağıttık başı örtülü genç kızlarımıza.Peki baba dayağı, koca baskısı, abi nasihatı ile başlarını örtmek zorunda bırakılan fikri açık kızların haklarını neden savunmuyoruz? Yoksa illa birinin gelip bizim karımızın bizim kızımızın başını zorla örtmesini mi bekliyoruz. Öyle değil mi aslında ne kadar Beyaz Türk'de olsak bizler de sahibiyiz kadınlarımızın, sakallılar ne kadar örtme meraklısıysa biz de o kadar demokrasi dağıtma merakındayız kadınlarımıza. Senden özür dilemiyorum Pippa. Çünkü sen ölüsün ve ölülerden özür dilenmez. Ama sen öldükten sonra İtalyanca öğrenenler kadar ölü olmadığını biliyorum ve üzülüyorum gitmene... ütopya

eroltolstoy




Göster/ Gizle
Türk solu tarihinin en büyük forumunu düzenlese, Kürd'ünden Levanten'ine kimin ne derdi ne isteği varsa gelip anlatsa. Sol fraksiyonlarla daha sol fraksiyonlar, en sol fraksiyonların sol ötesi fraksiyonlarla çatıştığı yerde oturup bir çay içse. 50 yaş üstü tüm siyasetçiler bütün sol partilerden tasfiye edilse. Bunların akil olanlarından partiler üstü bir danışma meclisi kurulsa ve sol siyasete katılmak isteyen gençlerden '' arzu edenlere'' danışmanlık hizmeti verseler.Yeni siyasetçi adayı genç solcular, Fransa, İtalya, Küba ve Venezuella üzerinde proje toplantıları yapıp olayların artısını eksisini tartsalar tartışsalar. Ama herşeyden önce solun doğru mu yanlış mı olduğunu objektif şekilde sorgulayıp kararlarını buna göre verseler.Olmaya Devlet Cihanda diyenlerle Kahrolsun Oligarşi diyenler laflarını pratiğe dökmek için güç birliği yapsalar. Hortumcuların malına el konulduğunda dolar yasaklandığında cia ajanları fişlendiğinde ne yapılacağı konusunda insan haklarına uygun görüşler belirtilse. Örneğin ibret olsun diye penislerinden asmak yerine, adilce yargılayıp ev hapsi yada ticari yasak mı getirilmeli o tartışılsa.Dünyada aydınlar, aktivistler, demokratlar, liberaller, ileri görüşlüler artık sağa yada devletlere değil küreselleşmeye ve holdinglere karşı eylem planı oluştururken bizde gerisinde kalmasak.İsrail ve ABD düşmanlığı üzerinde dış politikamızı belirlemek yerine, Çin'den ve Rusyadan da biraz haberdar olsak, Hindistanı da unutmasak.Batılı'nın tomografi cihazını milyon dolara sattığı ekonomi düzeninde bizim fındığı 8 milyona alarak nasıl mücadele edebileceğimizi bir masaya yatırsak. Yani bizler parlak fikirlerimiz ve hümanist görüşlerimizle ''soldan soldan gelirken'' dünyanın artık ne sola ne sağa tamamiyle farklı bir boyuta doğru döndüğünü farkedip ona göre pozisyon alsak çok faydalı olacka kanaaitndeyim.

TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat




Yorum Yaz/Oku (1)
Arkadaşıma Gönder Yazdır Yazıyı Uzat

Yazıya Puan Ver Bu yazı bugün 0, toplamda 30 puan aldı. Puan nedir?
1 2 3 4 5
5 10 15 20 25


Tüm e.günlüğü (blogu) göster







22.04.2008 14:11:55
chp 2012

eroltolstoy




Göster/ Gizle
Öncelikle Haluk Koç veya Umut Oran'ın bu kurultayı kazanma şansları olmadığını düşünüyorum onu belirtmek isterim.Ama oldu da eğrisi doğrusuna denk geldi ikisinden biri kazandı farzedelim. Kanımca ilk başta kazanan tarafın kaybeden tarafla ( Deniz Baykal harici) masaya oturması ve en az 1 sene sürecek bir yeniden yapılandırma projesini görüşmeye başlaması lazım.CHP şu an itibariyle dünya siyaset konjüktürünün 50 yıl gerisinden gelmekte, malesef Chavez bile CHP'den daha yeni ve modern propaganda yöntemleriyle siyaset yapıyor. CHP parti örgütlerinin hali içler acısı, Türkiye'de CHP'nin bayrak gemisi konumundaki Kadıköy İlçe Teşkilatı'nı bir gidip görmenizi isterim. Kadıköy bu haldeyse ben Batman - Sason yada Muş-Malazgirt'teki ilçe teşkilatlarının durumunu tahmin bile edemiyorum.Bu koşullarda, değil yeni üye toplayıp ülke geneline yayılmak, eldeki üyeleri aktif olarak propagandaya yönlendirmek bile mümkün değil.Bu açıdan Oran ve Koç'un kurultaydan sonra güçbirliğiyle ilk 1 yıl boyunca siyeaseti vs'yi bir kenara bırakıp önce partiyi toparlamaları gerektiğini düşünüyorum. Bu 1 yılın sonunda kazanan muhalefetine ve partiyi seçimlere hazırlamaya, kaybeden de parti içi muhalefete ve kendi örgütlenmesine vs. devam etmeli diye düşünüyorum.Eğer seçimler 2012 civarında normal şartlarla yapılırsa, AKP'nin iktidar performansı yüzünden baya yıpranmış olacağını ve CHP'nin seöçimlere büyük avantajla gireceğini öngörüyorum. Yeter ki CHP kendini AKP seviyesinde örgütlemiş ve hedeflerini belirlemiş olsun.

TR34 E 1979
eroltolstoy tarafından yazıldı.
Sadece üyeler görsün




Siz de bu yazının uzamasına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Yazıyı Uzat


28.05.2008 10:35:16
Referandumdan sonra, seçimler 4 yılda bire düştü. Bir sonraki genel seçim, olağan koşullarda 2011'de.Reha ÜLKÜ tarafından eklendi.

Kürd futbolcuya ihtiyacımız var.

Beynimizin yüzde doksanını, paramızın da yarısını futbola ayıran bir millet olarak kaosu ve terörü bitirmek üzere acilen Kürd futbocuya ihtiyacımız var. Vaktiyle Lefter ne güzel milli takım kaptanlığı yapmıştı, bugünde Rojin, Hewal, Awdar, Civan adında bir kardeşimiz bu işi yapsa ortalık güllük gülistanlık olacak.

Biliyorsunuz aslında Kürd diye birşey yoktur onlar 1980 yılında uzaydan gelen canlılardır. Kürdçe diye bir dil de yoktur, dolayısıyla Kürdçe yayın yapmak filan gereksiz ve yasaktı yıllar boyunca.Yüce devletimiz bize böyle öğretti gelinen noktadaki başarılı Kürd politikası da bunun sonucudur.

Teröristlikle iştigal eden Kürdler için de iki söz bir de çözüm yumurtlamayı düşünüyorum. Kardeşim biz Türkler zaten kurduğumuz her medeniyeti belli bir süre sonra kendi elimizle yıkmayı başaran bir milletizdir. Siz hiç dağa çıkıp bize saldırmaya zahmet etmeyin. Yakın zamanda biz kendi kendimize onu da beceririz. Fakat bugün sizin sırıtnızı sıvazlayan, yaşlı gözlerinizi silen, o Norveç, İsveç, Fransa, Hollanda Amerika gibi sözde medeni özde vahşiler, yarın siz Kuzey Irak'taki ütopik devletinizi kurduğunuzda, sizi de daha kolay manipüle etmek için el atından Zazaları Türkmenleri gazlamaya başlayacaklar. Fazla değil 100 yıl sonra Süleymaniyede Kürt karakoluna saldıran PTK ( Türkmen Kominist Partisi) militanları da kendilerini kutsal bir dava kovalarken ateşe atacaklar.

Benden size söylemesi, siz dağa çıkıp canınızı tehlikeye atacağınıza çıkın sahalara, golünüzü rakibe atın. Bu ülkede sıfır altyapıyla adam muamelesi görmenin en kolay yolu yeşil sahalardan geçer.

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Toplandık geldik

Eskiden onpunto'da yazıyordum. Baktım bugün itibariyle Doğanlar onpunto'yu kapatmış bende artık buradan bloglamaya devam edeceğim. Umarım onpuntodaki diğer bloggerlar da buraya toplanırlar aynı sinerjiyle yazılar yazıp, yorumlar eklemeler yaparlar.